deliyiz biz

Salı, Eylül 19, 2006

çocuk ve dayak

Bu günlerde takip ettiğim bloglardan birinde dayak konusu ile ilgili yazıları okuyorum. Daha doğrusu yazılarını severek takip ettiğim, içtenliği ve dürüstlüğüne hayran olduğum asliberry'nin samimi bir şekilde yazmış olduğu yazısına yapılan yorumları okuyorum.
Oğluna düşkünlüğü ve sevgisi her yazısında belli olan ve yaptığı bir hatayı anlatan yazıya o kadar çok dayak yandaşı yorum yazmış ki, inanamadım. Dayak önerdiği söylenen psikologlardan tutunda, çocuklarını dayakla nasıl muma çevirdiklerini anlatan anne babalara kadar herkes var. Beni şaşırtan ise dayağın bu kadar kabul görmesi ve yandaş bulaması.

Bu gün parkta rastladığım bir anne oğluna şöyle sesleniyordu. "onu elleme döverim seni"

Üzüldüm.

Büyük ihtimalle eğitimsiz ve kendini eğitmeyi de başaramamış bir anne. Fakat bu eğitimle de açıklanamaz. Nice eğitimsiz anneler gördüm, çocuklarını öyle büyük bir sevgi ve anlayışla, çiçek gibi yetiştiriyorlar. Ve öyle eğitimli anneler gördüm, dolu bir bardak gibi, düşen bir damlayla taşıp, köpüren, çocuklarını dayakla sindiren.

Peki bu anneler gelecekte çocuklarının nasıl insanlar olacağını düşünüyorlar.

Sabırlı?
Anlayışlı?
Sevecen?
Saygılı?
Yaptıkları hatanın sorumluluğunu alan?
Hatalarını kabul edebilen?
Düzeltebilen?

Yoksa;

Sinirli?
Sabırsız?
Hemen parlayan?
Kaba kuvvete meyilli?
Hatayı hiçbir zaman kabul etmeyen?
Hep karşısındakini suçlayan?

Bu liste daha uzar gider.

Dayak neden bir eğitim yöntemi değildir ve olmamalıdır konusunda internette basit bir aramayla pek çok yazıya kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Lütfen canımızdan çok sevdiğimiz yavrularımıza bu kötülüğü yapmayalım.

Onları sevgiyle, sabırla, çabayla ve konuşarak eğitelim.







3 Comments:

  • Evet, haklısın. Yorumunu ve yazıyı okuyunca ben de sanki dayağa karşı değilmişim gibi göründüğünü fark ettim birden. Sadece Aslı'yı teselli etmeye çalışırken yanlış bir şey yapmışım meğer. Ben onun attığı tokatın babasından gördüğü şiddetle aynı olmadığını söylemek istemiştim. Hata yaptığının zaten farkındaydı, bunu tekrarlamak istememiştim.

    Yazını okuyunca rahatsız oldum ama bu kötü bir rahatsızlık değil, sen haklısın. Bu konuda yorum yaparken diğer okuyanların neler düşünebileceğini de hesaplamak lazım.

    Ben dayağa karşıyım, nasıl olursa olsun. Kızıma da bir fiske vurmadım bu güne kadar. Bazen beni çok kızdırıyor ve sabrımı taşırıyor ama yapmadım hiç. Sabrın taştığı zamanlar oluyor tabii, umarım ileride hata yapmam ben de. Bir anlık kızgınlıkla kızıma vurursam kendimi çok kötü hissederim sonra.
    Aslı umarım geri döner ve umarım ne demek istediğimi bu kez anlatabilmişimdir.

    Teşekkürler güzel eleştirileriniz için.

    By Blogger enne, at 12:09 ÖS  

  • Bir de şunu söylemek istiyorum. Aslı'ya yorum yazanların tümü dayağa karşı bence, sayfanın sahibi dahil. Bu yorumlar hata yapan arkadaşımızı teselli etmek için, onun kendisini daha da üzmemek için yapıldı diye düşünüyorum.

    By Blogger enne, at 12:11 ÖS  

  • Merhaba enne,

    aslı'nında kesinlikle dayak yanlısı olmadığını biliyorum. yaptığını hata olarak görmesi, telafi etmek için çözüm yolları araması zaten pişmanlığını fazlasıyla gösteriyor.

    senin yorumununda tamamen aslı'nın kötü hissetmemesi için çaba gösteren bir yorum olduğunun farkındayım. benim tepkim, teselliyi aşan, dayağı mazur göstermeye çalışan, ben de patlattım bi tane psikolojisi bozulmuyor diyenlere.
    benim tepkim, kendi kontrollerini sağlamaktan aciz, sabır gösteremeyen, çocukları için çaba harcayıp, onlara iyiyi kötüyü konuşarak sevgiyle anlatmak yerine iki tane patlatıp öğretmeye çalışan, işin kolayına kaçanlara.
    ve ne yazık ki senin kadar iyimser değilim. orada teselliyi aşan, yandaş bulma ve yaptıklarını mazur gösterme amacı olan yazılar vardı.
    ve beni asıl üzen buydu.

    By Blogger bkaya, at 2:23 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home


 
javascript hit counter