10 yıl sonra yine aynı yerde...
Yıllar önce beraber geçirdiğimiz ilk saatlerdi. Güneşli bir sonbahar günü, kahvelerimizi ısmarlayıp, saatlerce konuşmuştuk. Karşımda hoşlandığım adam, gençliğimizin verdiği çoşku ve enerjiyle dolu, hayattan, okuldan, felsefeden, gündemden, kendimizden, ondan, bundan herşeyden bahsettik. Açık fikirli, kendine güvenen, farklı, sevecen ve çok hoşsohbetti. Adamakıllı yakışıklıydı da. Pek de fazla gülmüyordu, belki de kendinden çatık, gür kaşları böyle düşündürmüştü bana.
Okul bitirme telaşındaydı o, gelecek kaygıları, iş bulma telaşı. Benim ise daha bir yılım vardı bu düşünceler için. Zaman şimdiki kadar çabuk geçmiyordu sanki, acımasız zaman. Önümüzde yıllar vardı, aklımızda hayaller, kalbimizde heyecanlar ve dağları devirecek enerji.
Hiç bitmesin istemiştim o gün...
Okullar bitti, işlere girldi çıkıldı, kariyer hedefleri yazıldı bozuldu. Kararlar verildi, kimi uygulandı, kimi unutuldu. Anıların üstüne anılar eklendi, sevinçler, hüzünler, kavgalar, ayrılıklar, barışmalar...
Tam on yıl sonra yine aynı yerde, aynı yakışıklılık ve hoşsohbetiyle, kahvelerimizi yudumladık karşılıklı. Boğaz manzarasını biraz kapanmış bulduk büyüyen ağaçlar yüzünden. Hayatın bize getirdikleriyle olgunlaşmış, büyümüş, değişmiştik. Kimi gerçek olmuştu hayallerin, kimi hayatın dişlileri arasında unufak olup gitmişti. Aynı çatık gür kaşlar, yılların çizdiği birkaç güzel çizgi, daha durgun, daha sakin. Ama aklında hala ilk günkü hayaller, kalbinde heyecanlar.
Yanımızda 22 aylık oğlumuz, aynı yerde, aynı boğaz manzarasına karşı kahvelerimizi yudumladık sevgili kocamla.
Umarım on yıl sonra yine aynı yerde, aynı boğaz manzarasına karşı,
Kimbilir nasıl, ne durumda...
Yıllar önce beraber geçirdiğimiz ilk saatlerdi. Güneşli bir sonbahar günü, kahvelerimizi ısmarlayıp, saatlerce konuşmuştuk. Karşımda hoşlandığım adam, gençliğimizin verdiği çoşku ve enerjiyle dolu, hayattan, okuldan, felsefeden, gündemden, kendimizden, ondan, bundan herşeyden bahsettik. Açık fikirli, kendine güvenen, farklı, sevecen ve çok hoşsohbetti. Adamakıllı yakışıklıydı da. Pek de fazla gülmüyordu, belki de kendinden çatık, gür kaşları böyle düşündürmüştü bana.
Okul bitirme telaşındaydı o, gelecek kaygıları, iş bulma telaşı. Benim ise daha bir yılım vardı bu düşünceler için. Zaman şimdiki kadar çabuk geçmiyordu sanki, acımasız zaman. Önümüzde yıllar vardı, aklımızda hayaller, kalbimizde heyecanlar ve dağları devirecek enerji.
Hiç bitmesin istemiştim o gün...
Okullar bitti, işlere girldi çıkıldı, kariyer hedefleri yazıldı bozuldu. Kararlar verildi, kimi uygulandı, kimi unutuldu. Anıların üstüne anılar eklendi, sevinçler, hüzünler, kavgalar, ayrılıklar, barışmalar...
Tam on yıl sonra yine aynı yerde, aynı yakışıklılık ve hoşsohbetiyle, kahvelerimizi yudumladık karşılıklı. Boğaz manzarasını biraz kapanmış bulduk büyüyen ağaçlar yüzünden. Hayatın bize getirdikleriyle olgunlaşmış, büyümüş, değişmiştik. Kimi gerçek olmuştu hayallerin, kimi hayatın dişlileri arasında unufak olup gitmişti. Aynı çatık gür kaşlar, yılların çizdiği birkaç güzel çizgi, daha durgun, daha sakin. Ama aklında hala ilk günkü hayaller, kalbinde heyecanlar.
Yanımızda 22 aylık oğlumuz, aynı yerde, aynı boğaz manzarasına karşı kahvelerimizi yudumladık sevgili kocamla.
Umarım on yıl sonra yine aynı yerde, aynı boğaz manzarasına karşı,
Kimbilir nasıl, ne durumda...
5 Comments:
Dilerim aynı şekilde orada olursunuz..Çok güzel anlatmışsın :))
By
Asortik Krep, at 1:40 ÖÖ
Daha nice mutlu yıllara...
By
DAMLA, at 8:04 ÖÖ
Seneleri hep böyle beraber ve mutlu gecirmeniz dilegi ile...
By
Koyubeyaz, at 1:28 ÖS
Tebrik ederim.
İstanbul,boğaz,deniz,sevgili ve meyveniz:)))
Daha ne olsun.
By
kedi, at 11:44 ÖS
asortik krep, damla, koyubeyaz, pirtik ve biyonik,
grip nedeniyle ana kucağına sığındığımdan dolayı, yorumlarınıza geç cevap yazıyorum.
hepinize iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
sevgiler
By
bkaya, at 11:52 ÖS
Yorum Gönder
<< Home