ah şu çıkar ilişkileri yok mu...
Küçük adam parktaydı bir kaç saat önce. Havayı güzel görünce bilgisayarı kapattığım gibi takıldım peşlerine. Oyun grubuna mı parka mı ikilemini, son güzel havaları parkta değerlendirme tavsiyesiyle sonlandırıp, arabaya atladığımız gibi küçük adamın deyişiyle -parta- gittik.
Bu sefer tam teçhizatlı olarak, kova kürek, top ne varsa götürdük. Parkta şimdiye kadar görmeye alışık olduğumuzun aksine onlarca iki yaşlarında çocuk vardı. Mutlu oldum hemen, ne güzel oynarlar beraber diye. Erken bir mutlulukmuş.
Kovamızı küreğimizi çıkarttık başladık oynamaya. Küçük adam kendi kovasını kumla doldurmak yerine, bir kaç adım ötede bir kızın kovasına yardım etmeyi tercih etti (ah erkekler, siz yok musunuz!). Fakat kızımız hiç hoşlanmadı bu durumdan, hatta eni konu sinirlendi. Oğlum gel biz kendi kovamızı dolduralım. Yok. Bu sefer diğer tarafta bir erkek çocuğu ile oyuncaklarını paylaşmak istedi. Oda pek bir sinirli davranıp, tası tarağı toplayıp, tehditkar bakışlar savurmaya başladı küçük adama. Ben devreye girip oyun kurmaya çalıştım onlara ama hiçbiri arkadaş canlısı değildi. Aklıma gelen parlak bir fikri devreye soktum hemen. Küçük adamın el arabasını ve mini boyutlarda bir kovayı çıkarttım. Dikkatler hemen toplanmaya başladı. Tehditkar bakışlar meraka dönüştü. Tas tarak tekrar toplanıp yakına gelindi ve beraber oynanmaya başlandı. Oyuncaklar paylaşıldı. Küçük adam oyuncak paylaşma konusunda çok cömert, hiç sorun çıkartmıyor kimseye. Beraber kumdan kaleler yapıldı. Çıkarlar bir yerde buluştu, oyunlar kuruldu. Öğren oğlum öğren, dünyayı çıkarlar yönetiyor!
Küçük çocukların en iyi oyun arkadaşı 10 yaşlarındaki kız çocuklarıymış, diye okumuştum bir yerde. Bu gün daha iyi anladım. Küçük adam kaydıraktan kayarken gelen 10 yaşlarında iki kız çocuğu ile süper anlaştı. Çok mutlu oldu. Kahkahalar atarak, onların peşinden koşup merdivenlerden çıktı, kaydıraktan kaydı. Kısa süre için bile olsa salıncaktan hoşlanmayan küçük adam, kendini sallattı da sallattı ablalara.
Küçük adam parktaydı bir kaç saat önce. Havayı güzel görünce bilgisayarı kapattığım gibi takıldım peşlerine. Oyun grubuna mı parka mı ikilemini, son güzel havaları parkta değerlendirme tavsiyesiyle sonlandırıp, arabaya atladığımız gibi küçük adamın deyişiyle -parta- gittik.
Bu sefer tam teçhizatlı olarak, kova kürek, top ne varsa götürdük. Parkta şimdiye kadar görmeye alışık olduğumuzun aksine onlarca iki yaşlarında çocuk vardı. Mutlu oldum hemen, ne güzel oynarlar beraber diye. Erken bir mutlulukmuş.
Kovamızı küreğimizi çıkarttık başladık oynamaya. Küçük adam kendi kovasını kumla doldurmak yerine, bir kaç adım ötede bir kızın kovasına yardım etmeyi tercih etti (ah erkekler, siz yok musunuz!). Fakat kızımız hiç hoşlanmadı bu durumdan, hatta eni konu sinirlendi. Oğlum gel biz kendi kovamızı dolduralım. Yok. Bu sefer diğer tarafta bir erkek çocuğu ile oyuncaklarını paylaşmak istedi. Oda pek bir sinirli davranıp, tası tarağı toplayıp, tehditkar bakışlar savurmaya başladı küçük adama. Ben devreye girip oyun kurmaya çalıştım onlara ama hiçbiri arkadaş canlısı değildi. Aklıma gelen parlak bir fikri devreye soktum hemen. Küçük adamın el arabasını ve mini boyutlarda bir kovayı çıkarttım. Dikkatler hemen toplanmaya başladı. Tehditkar bakışlar meraka dönüştü. Tas tarak tekrar toplanıp yakına gelindi ve beraber oynanmaya başlandı. Oyuncaklar paylaşıldı. Küçük adam oyuncak paylaşma konusunda çok cömert, hiç sorun çıkartmıyor kimseye. Beraber kumdan kaleler yapıldı. Çıkarlar bir yerde buluştu, oyunlar kuruldu. Öğren oğlum öğren, dünyayı çıkarlar yönetiyor!
Küçük çocukların en iyi oyun arkadaşı 10 yaşlarındaki kız çocuklarıymış, diye okumuştum bir yerde. Bu gün daha iyi anladım. Küçük adam kaydıraktan kayarken gelen 10 yaşlarında iki kız çocuğu ile süper anlaştı. Çok mutlu oldu. Kahkahalar atarak, onların peşinden koşup merdivenlerden çıktı, kaydıraktan kaydı. Kısa süre için bile olsa salıncaktan hoşlanmayan küçük adam, kendini sallattı da sallattı ablalara.
3 Comments:
O kadar güzel anlatmışsın ki hepsi gözümün önünde canlandı bir bir..Belki de benim oğluşu parka hep ben götürdüğüm için bilemiyorum..Çok eskiden di çok eskiden..
By
Asortik Krep, at 12:30 ÖS
asortik,
henüz 21 aylık olduğumuz için park bizim için çok yorucu oluyor. tam olarak oyun kuramadığı ve kendini salıncak vb yerlerden koruyamadığı için devamlı peşinde olmak gerekiyor. havalarda soğudu, artık seneye bahara kaldı park durumları. neyse ki seneye baharda 2,5 yaşında olacak, park onun için daha zevkli, bizim içinse daha az yorucu olacak diye umuyorum.
sevgiler
By
bkaya, at 11:51 ÖS
pirtikcim,
şimdiden park egzersizleri yapmak çok iyi. bu canavarların peşinde koşturmak iyi kondisyon gerektiriyor. bir de ne zaman ne yapacakları hiç belli olmuyor. bizim küçük adam çocuklara pek vurmaz ama başkasının elinden oyuncağını alırken epey kızgın olabiliyor. devamlı kontrol altında tutmak lazım.
kendine ve Karal bebeğe çok iyi bak
sevgiler
By
bkaya, at 11:57 ÖS
Yorum Gönder
<< Home