deliyiz biz

Çarşamba, Aralık 06, 2006

sürmenaj olacağım

çalışmaktan
ve stresten...

Kendi işine sahip olmak ne zor şeymiş. Maaşlı çalıştığım günleri mumla arar oldum son günlerde. En azından akşam eve geldiğimde kanepeye oturur, ayaklarımı uzatır, gerim gerim televizyon izlerdim. Kitap okurdum. Ya da boş boş, aval aval zamanlar geçirebilirdim. Bir hayatım vardı benim!

İki çocuk büyütüyoruz biz. Biri iki yaşında olacak bir kaç hafta içinde. Zor, çok emek isteyen fakat gözlerine baktığında, kokusunu içine çektiğinde seni besleyen, verdiklerini sana sürekli geri pompalayan bir sevgi makinesi, oğlum. Diğeri iki yaşını geçen ay doldurdu. Eklentileri, yeni projeleri ve uzantılarıyla beraber devamlı ilgi, yenilik ve çaba isteyen işim. Geri dönüşü uzun zaman gerektiren, almadan devamlı vererek geliştirmeye çalıştığımız işimiz.

Yoruldum ben artık. Hayat mayat kalmadı. Sabah uyanması ile akşam yatışına dek küçük adamla ilgilenip, arada kaçamak bir kaç iş yapıp, akşam 9 gibi diğer çocuğumun başına geçiyorum. Genelde sabaha karşı biten tempolu bir çalışma sonrasında yatağa serilip, küçük adamın sabah erken uyanmaması için dualar ederek sızıyorum.

Bir an önce ofis işini halletmemiz gerekecek sanırım. Yoksa sonum pek hayır değil...

Bu sabah küçük adam normalden erken uyandı. Ben de tabi. Akşamüstü onun odasındaki çek yatta kıvrılıp sızmışım. Bu arada iş telefonu çalınca büyük reis kapıyı kapattı. Ben de uyku arasında kapat ben burdayım dedim. Küçük adam yanımdayken hiç uyumam, bu sefer uyumuşum. Büyük reis de beraber uyuduk zannedip, yanımıza gelip kontrol etmemiş. On dakika sonra büyük reisin çığlıklarıyla uyandım. "ne sürmüş bu çocuk yüzüne böyle!" Gözlerimi açtığımda küçük adamın elleri ve yüzü parlak bir şeye bulanmış, burnundan sümükleri akmış, gözlerinden yaşlar akıyor ve etraf buram buram viks kokuyordu. Bizimki son günlerde pek meraklandığı krem sürme keyfini bir de viks ile yaşamak istemiş, benim uyku durumumdan da faydalanarak amacına ulaşmış. Yanaklarına ve alnına sürdüğü viks gözlerini yakmaya başlayınca, bir yaramazlık yaptığını anlamış bana duyurmadan kapıdan babasına sesleniyor usul usul. (bu arada küçük adamın odasında viks kutusunun kalmış olması da bizim büyük hatamız)
Neyse sonuç olarak yüzümüzdeki viksleri ıslak mendille iyice temizleyip duşa girdik. Bol bol su tuttuk gözlerimize. Bir süre kayık baktı sol gözü ama çok uzun sürmeden düzeldi. Bu da bize iyi bir ders oldu ortalıkta bir şeyler bırakmama konusunda.

3 Comments:

  • benim o krem sürm merakı yüzünden ne kadar çok şeyim heba oldu .saç bakım kremlerim,el yüz kremlerim,güneş kremlerim,hatta misafirlikte bile ..ne kadar kaldırsakta bir şeyler hep ortalıkta kalıyor, boylarının bu derece çabuk uzayabileceği yada(geçen benim topuklu ayakkabılarımı giyip uzanmış)kendi uzatabileceği aklımıza bile gelmiyor .sürekli takipte olmak lazım kafaları hep muzurlukta .

    By Blogger uykucu, at 9:46 ÖÖ  

  • Bence o da bir ders çıkarmıştır merak etme..Çok akıllı şimdikiler :))

    By Blogger Asortik Krep, at 11:58 ÖÖ  

  • figencim çok haklısın akılları hep muzurlukta. merak ediyorlar herşeyi. ne de olsa hepsi yeni onlar için :)

    asortik, umarım öyle olmuştur. bu seferki zararsızdı ama zararlı bir şeyleri karıştıracak diye aklım çıkıyor.

    By Blogger bkaya, at 12:06 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home


 
javascript hit counter