Dördüncü güç: MEDYA ?!?


Son günlerde Türkiye'de olanları şaşkınlıkla izliyorum. Hayretler içindeyim.

Evet, biz Türk halkı 80 lerden beri çok iktidarlar, muhalefetler, satılmışlar, dönekler, ihale avcıları, din tüccarları ve daha saymakla bitmeyecek versiyonlarını gördük. Yıllardır bunlara sesimizi çıkaramadık, çık çık deyip kafa sallamakla yetindik, unuttuk, unutturulduk.

Medya maymunlarıyla oyalandık, kim boşanmış, kim kimi kiminle aldatmış, kimin eli kimin cebindeymiş haberlerini dinledik televizyon kanallarında. Memleket meselelerinden iyice uzaklaştırıldık.

Bu sistemli uyuşturma faaliyetinin, iktidarlar ile bir kısım medyanın ortak çalışmasının ürünü olduğunu çoğumuz biliyoruz. Ama son bir kaç gündür çok enteresan şeyler oluyor. 14 nisan Tandoğan mitingini gazete haberi olarak bile çok önemsemeyen bir kısım medya, 29 nisan Çağlayan mitingini televizyondan canlı yayınladı. Dört gün öncesine kadar iktidara ve cumhurbaşkanı adayına methiyeler düzen yazarlar, gazeteler ve televizyon yorumcuları birden çark ettiler. Kıyasıya eleştiriler başladı. Şak şakçılar iktidara sırtını döndü. Özellikle de iktidar övme yarışında bayrağı kimseye kaptırmayan bir gazetemizin dönüşü oldukça şaşırtıcı oldu.

Neden neden neden diye düşünüyorum kaç gündür. Neden?

Sonunda fark ettirdiler neden olduğunu. Ben de en saf ve temiz duygularımla zannediyorum ki akılları başlarına geldi. Nerdeeeeee...

Bence bunlar iktidarla bir oldular, şu içinde bulunduğumuz durumun tüm diyetini tek bir adama yükleyip, iktidarı temize çıkarmaya çalışıyorlar. Bir taşla iki kuş.

Hem iktidarı ayak bağından kurtar, hem halka "bak ben iktidarı nasıl da eleştiriyorum, işte gazetecilik budur" de.

Yemeyiz.